“ŞİİRLE GÜLÜMSESİN DÜNYA” – DİYEN DELİORMANLI ŞAİR MUSTAFA ÇETE

Menent Şükrieva

Bilindiği üzere bugünkü Bulgaristan devletinin kuruluşu, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (yaygın tabirle ‘93 Harbi’) sonrasına dayanır. Savaşların yok ettikleri kadar, geride bıraktıkları da vardır. Geride kalanlar da kendi sanatını, kendi dünyasını kısaca kendi yaşamını yeniden ve ümitle yaratırlar. Bugün, Bulgaristan coğrafyasında geride kalanların sanatları, edebiyatları kabaca üç ana dönemde değerlendirilebilir. 1878- 1944 arası birinci dönem ve Devletin kuruluşundan komünist rejimin iktidara gelmesine kadar geçen zaman dilimini kapsar. 1944-1989 arası dönem ise ikinci dönem olarak değerlendirilir. Bu süreç, sadece özgür sanatçılar için değil, muhalif olan her birey için zorlu ve ağır bedelli bir dönemdir. Üçüncü ve son olarak da 1989’dan günümüze değin devam eden ‘demokratik dönem’den söz edebiliriz. Zaman, insanın yaşadıkları ve bunların etkileri ile değerlendirilir. Akıp giden sadece zaman değildir. Zaman olur, insanın yaşadıkları unutulur, izi kalır; zaman olur yaşananlar unutulmaz, yüreklerin derinine oturur. İşte o derinlikten şiir çıkar, hikâye çıkar, roman çıkar; özetle sanat çıkar. Sanatçı, döneminin aynasıdır. Kendini anlatırken içinde yaşadığı topluma da yön verir, önder olur. O sanatçı, bazen öğretmendir, bazen  gazetecidir, bazen de sadece toplumun sade bir üyesidir. Kemal Bunarciev, Yusuf Kerimov, Ahmet Tımışev, Mustafa Kahveciev, Muharrem Tahsinov, Halit Aliosmanov, Mustafa Mutkov, İsmail Çavuşev, Faik İsmailov, Mülâzım Çavuşev, Ali Pirov, Ali Bayramov, Osman Azizov, Naci Ferhadov, Turhan Rasiev, Sabri İbrahimov, Ali Durmuşev, Aliş Saidov, Mehmet Sansarov, Mustafa Çetev, İsmail Yakubov, Saffet Eren, Servet Tatarov ve Kadir Osmanov gibi kalemler, son dönem Bulgaristan Türk Edebiyatına yön veren yetenekli isimlerden sadece bazılarıdır. Bu yazımızda Bulgaristan Türklerinin güçlü kalemlerinden, toplum önderi, şair, gazeteci ve öğretmen Mustafa Çete’den söz edeceğim.

 

mustafa çete
Mustafa Çete

Mustafa ÇETE Kimdir?

Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan Fatme ve Efraim çiftinin beşinci çocuğu olarak 3 Ocak 1936 tarihinde

Razgrad’ın Dyankovo (Kalova) köyünde dünyaya gelen Mustafa Çete, bir şehit torunudur. Adını da, soyadını da Balkan Savaşı şehidi olan dedesi Molla Mustafa’dan alır. İlköğrenimini doğduğu köyde tamamlayan şair, 1954’te de Razgrad Türk Pedagoji Okulundan mezun olur ve ilkokul öğretmeni olarak çok sevdiği, doğduğu köyünde göreve başlar. Şiire özel ilgi duyan M. Çete, daha öğrencilik yıllarında Türk Edebiyat Atölyesine devam eder. Burada, şiir konusunda kendisini yetiştirir ve 1960’lı yıllarda Sofya Radyosu Türkçe Yayınlar Programı tarafından düzenlenen yarışmaya “Ah, Deliorman” adlı şiiri ile katılır ve bu şiir o kadar çok beğenilir ki, Razgrad Türk Estrad Tiyatrosu müzisyeni Ali Mehmet tarafından bestelenir. M. Çete’nin kaleme aldığı pek çok şiiri, Bulgaristan’da yayımlanan Yeni Işık, Filiz, Halk Gençliği, Tuna Gerçeği gibi gazetelerde yer bulur.

 

      Komünist partiye muhalif olan her entelektüelin hele ki bu entelektüel Türk ise!- yaşadıklarını M. Çete de yaşar. 1985’te çok sevdiği öğretmenlik mesleğini yapması engellenir (rejim için artık o da sakıncalıdır) ve geçimini sağlamak için farklı işlerde çalışır. Takvimler 1989 yılını gösterdiğinde yüz binlerce Türk gibi o da Türkiye yollarına düşer. Ancak bir farkla; beş parasız sınır dışı edilerek Anavatana gelmiştir. Anavatan’da da boş durmayan M. Çete, kısa süreliğine de olsa öğretmenlik de yapar ancak, onun Türkiye’ye sınır dışı edilişinden kısa bir süre sonra Bulgaristan’da rejim değişir, tüm muhalifler serbest bırakılır. Halkın ifadesiyle demokrasiye geçilir. M. Çete de, Türkiye’de bulunduğu bu kısa dönemden sonra, doğduğu topraklara, Deliorman’a geri döner. Üretmeyi, düşündüğünü ve hissettiğini, insanlarına aktarmayı kendine yaşam şiarı edinen M. Çete için gene yepyeni bir dönem başlamıştır. İçinde doğup büyüdüğü, ilham aldığı toplumuna yararlı olmak için kolları sıvar ve Bulgaristan Türkleri’nin yasal siyasi örgütlenmesi için çalışmalara başlar ve Hak ve Özgürlükler Partisi’nin yerel örgütlenme çalışmalarına aktif biçimde katılır. Aynı zamanda bazı gazetelerin bölge muhabirliğini de yürütür.

      Şiir ve edebiyata dair olan her şey M. Çete için vazgeçilmezdir. Zira vefatının yakın tarihine kadar (2014) yirmi yılı aşkın bir süre (1992- 2012) Kuzey Bulgaristan Türk şair ve yazarlarını bir dernek etrafında toplayan Deliorman Derneği’nin genel başkanlığını üstlenir. Doğup büyüdüğü, ömrünün neredeyse tamamını geçirdiği yörenin – bölgenin aşığı olan M. Çete, şiirlerinin yanı sıra yaratıcılığına bir de araştırma çalışması sığdırmıştır;  Dyankovo Köyü Tarihçesi (2011).

Türkçe’nin yanı sıra Bulgarca’ya da hâkim olan M. Çete, Bulgarca olarak kaleme aldığı şiirlerini Ludogorski napevi (Deliorman Ezgileri, 2008), Obiçta e jivot (Sevgi Yaşamdır, 2009) ve Şepot na zvezda daleçna (Uzak Bir Yıldızın Fısıltısı, 2012) başlıkları ile üç kitap halinde yayımlamıştır. Çete’nin tüm şiirlerinde ağırlıklı olarak aşk, sevgi, memleket, vatan, dostluk, doğa sevgisi, Deliorman ve Deliorman insanı içtenlik ve ustalıkla ele alınır. Kendisini her zaman şükran, minnet ve saygıyla anacağız.

kitaplar

Mustafa Çete’nin Şiirlerinden Bir Demet Seçki

1995 yılında yayımlanan 62 sayfalık Deliorman Melodileri adlı ilk şiir kitabında Çete, şiirlerini beş başlık altında toplamıştır: Deliorman Melodileri, Soykırıma Karşı Türklük Savaşı, İnsan Borcu, Aile Defterinden Sayfalar ve Sensiz Seninleyim. Bu kitaptaki şiirlerinde yazar, ağırlıklı olarak memleket sevgisi, kahramanlık, Türklük, ev-aile ve insan sevgisi ve aşk temalarını işlemiştir.

 

deliorman melodileriDELİORMAN SEVGİSİ

“Öylesine seviyorum seni, Deliorman,
Öylesine ki, oldun bana kader,
Kahpe felek konarsa başıma, tastaman,
Bir gömütlük yer ver;
Karışayım suyuna toprağına, taşına!”

(Deliorman Melodileri’den)

 

 

 

2001’de çıkan Mavi Çiçekler şiir kitabında M. Çete, çocuk düşlerini, arzularını ve yaşamlarını dile getirir.

 

MAVİ ÇİÇEKLERmavi çiçekler
“Biz Bulgaristan çocukları
Geleceğin tomurcukları!”
(Mavi Çiçekler’den)

BULGARİSTAN TÜRK ÇOCUĞU
“Ben Bulgaristan Türk çocuğu,
Ulusumun tomurcuğu”
(Mavi Çiçeklerde’den)

 

 

 

Şiirle gülümsesin dünya     Üçüncü şiir kitabını 2006’da Şiirle Gülümsesin Dünya başlığı ile yayımlayan M. Çete, 61 sayfalık bu eserinde, şiirlerini beş başlık altında toplamıştır: Vatandaş Olarak Yolundayım Ben, Şiirle Gülümsesin Dünya, Derde Derman Peşinde, Yaşam Savaşım ve Kalbimin Kalbinden Gönül Nağmeleri.

BULGARİSTAN’DIR BULGARİSTAN

“Altın Dobruca’nın tahıl ürünü,
Madenli Madan’ın renkli kömürü,
Şirin Kazanlık’ın şifalı gülü,
Bulgaristan’dır Bulgaristan!”

(Şiirle Gülümsesin Dünya’dan)

 

 

VATANDAŞ OLARAK YOLUNDAYIM BEN

“Sende yazıyorum yaşam öykümü,
Kendim okuyorum sende türkümü,
Devam etmek için kutsal ülkümü,
Vatandaş olarak yolundayım ben!”
(Şiirle Gülümsesin Dünya’dan)

TUTKUNLUK

“Öylesine tutkunum şiire, öylesine,
Ki izah edemem onu sözle
oturup anlatsam bile.”
(Şiirle Gülümsesin Dünya’dan)

 

yıllar yollar     M. Çete’nin 2013’te yayımlanan son şiir kitabı Yıllar, Yollar ve Yaşam Savaşım’ı, Yıllar, Yollar ve Yaşam Savaşım, Türklük Savaşı ve Sevgi Yaşamdır olmak üzere üç başlık altında toplamıştır.

 

GURBET

“Geçim attı beni ecnebi, yere,
Özledim köyümü, çoluk çocuğu,
Düşmüşüm gurbete yok hiçbir çare,
Gözlerimde tüter baba ocağı!”
(Yıllar, Yollar ve Yaşam Savaşım’dan)

 

 

TÜRKLÜK SAVAŞI

“Bunca işkence, bunca darbe, bunca zulüm
Zindanlar dolusu hep Türkler idi sürgün
Bilinmiyor Tuna’ya atılıp batanlar,
Sayısızdır toprakta kefensiz yatanlar.
Her saniye, dakika ve saat, gün ve gün,
Hep Türklere yapıldı katliam ve zulüm”
(Yıllar, Yollar ve Yaşam Savaşım’dan)

 

Kaynakça:

  • Hayber, Abdülkadir (1998), Bulgaristan Türklerinin Şiiri, Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Bahar 1998.
  • Yenisoy, Hayriye Süleymanova (1997), Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. Bulgaristan Türk Edebiyatı, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara.

Author: lunwjhni